bugün
- iğrenç bir his tarif et32
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz24
- sözlük kızlarının saç rengi18
- düşün ki o bunu okuyor15
- anın görüntüsü9
- icardi190510
- galatasaray12
- bülent uygun10
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi12
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek21
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek41
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (123)
aralık 2012'de yayın hayatına başlamış; kaliteli müzik haberlerine, röportajlara, yeni albümlere, yeni videolara, yeni single'lara ve yeni gruplara ulaşabileceğiniz site.
http://bagimsizdegisken.com
http://bagimsizdegisken.com
mayıs ayında istanbul'a gelecek olan grup. kısa bir süre önce facebook sayfalarından bir soru yayımladılar.
""to all our friends in ıstanbul, we want to come over and perform for you sometime in may. so help us out... you want us to come for""
https://www.facebook.com/NoClearMind
""to all our friends in ıstanbul, we want to come over and perform for you sometime in may. so help us out... you want us to come for""
https://www.facebook.com/NoClearMind
aralık 2012'de yayın hayatına başlamış; kaliteli müzik haberlerine, röportajlara, yeni albümlere, yeni videolara, yeni single'lara ve yeni gruplara ulaşabileceğiniz site.
http://bagimsizdegisken.com
http://bagimsizdegisken.com
4. sayısı 22 kasımda çıkacaktır.
kapak bkz: http://sokakedebiyati.net
içerik;
-> başlıksız - veronika
-> bağımlılık - geppetto
-> lithum - geppetto
-> iki yol - akhylys
-> işığın ardındaki karanlık – (2. bölüm) - yağmurcu
-> karanlığın önündeki ışık (2. bölüm) - kurşun kalem
-> kampüs - duvar dibi
-> la joie de vivre - akya
-> nerdesin döngüsü - yağmurcu
-> zula - alican
-> ardeşen -2 - girdap
-> güzel bir gelecek tablosu 2 - girdap
-> aykırı sözlük - volüm2 - akhylys
-> bir tutam sihir, alkol ve gece. sonu olası yalnızlık… - gölge
-> cadı - henry lee
-> okuyucu mektupları
-> gelecekten haberler
-> ıvır zıvır bok püsür
kapak: fenris
bulabileceğiniz yerler ve isteyebileceğiniz mail adresleri için ise;
http://sokakedebiyati.net/forum/viewtopic.php?t=206
kapak bkz: http://sokakedebiyati.net
içerik;
-> başlıksız - veronika
-> bağımlılık - geppetto
-> lithum - geppetto
-> iki yol - akhylys
-> işığın ardındaki karanlık – (2. bölüm) - yağmurcu
-> karanlığın önündeki ışık (2. bölüm) - kurşun kalem
-> kampüs - duvar dibi
-> la joie de vivre - akya
-> nerdesin döngüsü - yağmurcu
-> zula - alican
-> ardeşen -2 - girdap
-> güzel bir gelecek tablosu 2 - girdap
-> aykırı sözlük - volüm2 - akhylys
-> bir tutam sihir, alkol ve gece. sonu olası yalnızlık… - gölge
-> cadı - henry lee
-> okuyucu mektupları
-> gelecekten haberler
-> ıvır zıvır bok püsür
kapak: fenris
bulabileceğiniz yerler ve isteyebileceğiniz mail adresleri için ise;
http://sokakedebiyati.net/forum/viewtopic.php?t=206
3. sayısı 10 ağustos gibi çıkacak ve arkası gelecek olan, aylık yayınlanması planlanan fanzin...
http://sokakedebiyati.net/forum/viewtopic.php?t=59
http://sokakedebiyati.net/forum/viewtopic.php?t=59
gün itibari ile * cüneyt ülsever'in hürriyet gazetesindeki köşesinde yer verdiği yazının başlığı...
--spoiler--
1 Mayıs 1977!
SENDiKALARIN neden "1 Mayıs işçi Bayramı"nı illa ki Taksim Meydanı'nda kutlamak istediğini anlamak için 1977 kutlamasının önemini anlamak gerekir.
31 yıl evvel ben de o meydanda idim ve o gün yaşadığım dehşeti bugün hálá unutmuş değilim.
Önce Vikipedi, özel ansiklopedinin günle ilgili yazdıkları üzerinden o günü hatırlayalım.
"1 Mayıs 1977 işçi Bayramı, 34 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 130 kişinin yaralandığı gün, tarihe Kanlı 1 Mayıs adıyla geçmiştir.
1 Mayıs 1977 günü çeşitli illerden istanbul'a gelen yaklaşık 500 bin kişi, DiSK'in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı'nı doldurdu... Saat 19.00 sularında dönemin DiSK Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular idaresi binasının üstünden açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde Intercontinental Oteli'nin de üst katlarından ateş açıldı.
insanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu'na itmeye başladı... Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu'ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. insanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.
* * *
28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi gözaltına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresi'nin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır."
Ben şahsen Sular idaresi Binası'nın üzerinden ateş açanları gözlerimle gördüm. Onlar yok oldular, zira o gün orada bulunan herkes inanır ki binanın arkasında bekleyen resmi araçlar katilleri kaçırdılar. Birçok insanın birbirini ezerek öldürdüğü Kazancı Yokuşu'nun boydan boya bir kamyon tarafından kesildiğini, panzerlerin insanları o tarafa sürüklediğini de bizzat biliyorum.
Ben o sürüklenme sırasında kendimi zorla güruhun dışına atmış ve ara sokaklardan aşağıya doğru koşa koşa Beşiktaş'a ulaşmıştım. Ara sokaklarda sivil giyimli provokatörlerin "Gün bugündür, savaşa geri dönün!" minvalli sözleri hálá aklımdadır.
* * *
O gün Taksim Meydanı'nda bulunanlar, başka hiçbir açıklamayı kabul etmezler:
Kanlı 1 Mayıs'ı devlet organları tertip etmiştir!
34 kişinin katili bizzat devlet aygıtıdır!
O gün ben derin devleti gözlerimle gördüm. Milletin parasıyla satın alınan panzerlerin üzerinde yine milletin verdiği maaşla geçinen ve bizzat milletin bağrından çıkmış polislerin işçilere nasıl saldırdığının şahitlerinden birisiyim.
Bugün Ergenekon'un üzerine gidilmesini haklı olarak talep edenler arasında Kanlı 1 Mayıs'ı yaşamış olanlar, "derin devlet"in öyle 3-5 kişinin "çetecilik" oynamaya kalkmaları kadar basit bir oyun olmadığını çok iyi bilirler.
Veli Küçük'lerin, Doğu Perinçek'lerin suyunun suyu olduğunu da bilirler.
"Ergenekon ne oldu?", diye bağıran kişilerin 1 Mayıs'ın bayram olması konusunda yan çizen hükümete de çok kızmaları gerekir.
* * *
1 Mayıs'ın tekrar bayram olması ve Taksim Meydanı'nda kutlanması devletin borcudur, zira o gün meydanda ölenlerin devletten alacağı hálá ödenmemiştir.
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.t...3&gid=61&sz=51077
--spoiler--
1 Mayıs 1977!
SENDiKALARIN neden "1 Mayıs işçi Bayramı"nı illa ki Taksim Meydanı'nda kutlamak istediğini anlamak için 1977 kutlamasının önemini anlamak gerekir.
31 yıl evvel ben de o meydanda idim ve o gün yaşadığım dehşeti bugün hálá unutmuş değilim.
Önce Vikipedi, özel ansiklopedinin günle ilgili yazdıkları üzerinden o günü hatırlayalım.
"1 Mayıs 1977 işçi Bayramı, 34 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 130 kişinin yaralandığı gün, tarihe Kanlı 1 Mayıs adıyla geçmiştir.
1 Mayıs 1977 günü çeşitli illerden istanbul'a gelen yaklaşık 500 bin kişi, DiSK'in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı'nı doldurdu... Saat 19.00 sularında dönemin DiSK Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular idaresi binasının üstünden açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde Intercontinental Oteli'nin de üst katlarından ateş açıldı.
insanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu'na itmeye başladı... Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu'ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. insanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.
* * *
28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi gözaltına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresi'nin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır."
Ben şahsen Sular idaresi Binası'nın üzerinden ateş açanları gözlerimle gördüm. Onlar yok oldular, zira o gün orada bulunan herkes inanır ki binanın arkasında bekleyen resmi araçlar katilleri kaçırdılar. Birçok insanın birbirini ezerek öldürdüğü Kazancı Yokuşu'nun boydan boya bir kamyon tarafından kesildiğini, panzerlerin insanları o tarafa sürüklediğini de bizzat biliyorum.
Ben o sürüklenme sırasında kendimi zorla güruhun dışına atmış ve ara sokaklardan aşağıya doğru koşa koşa Beşiktaş'a ulaşmıştım. Ara sokaklarda sivil giyimli provokatörlerin "Gün bugündür, savaşa geri dönün!" minvalli sözleri hálá aklımdadır.
* * *
O gün Taksim Meydanı'nda bulunanlar, başka hiçbir açıklamayı kabul etmezler:
Kanlı 1 Mayıs'ı devlet organları tertip etmiştir!
34 kişinin katili bizzat devlet aygıtıdır!
O gün ben derin devleti gözlerimle gördüm. Milletin parasıyla satın alınan panzerlerin üzerinde yine milletin verdiği maaşla geçinen ve bizzat milletin bağrından çıkmış polislerin işçilere nasıl saldırdığının şahitlerinden birisiyim.
Bugün Ergenekon'un üzerine gidilmesini haklı olarak talep edenler arasında Kanlı 1 Mayıs'ı yaşamış olanlar, "derin devlet"in öyle 3-5 kişinin "çetecilik" oynamaya kalkmaları kadar basit bir oyun olmadığını çok iyi bilirler.
Veli Küçük'lerin, Doğu Perinçek'lerin suyunun suyu olduğunu da bilirler.
"Ergenekon ne oldu?", diye bağıran kişilerin 1 Mayıs'ın bayram olması konusunda yan çizen hükümete de çok kızmaları gerekir.
* * *
1 Mayıs'ın tekrar bayram olması ve Taksim Meydanı'nda kutlanması devletin borcudur, zira o gün meydanda ölenlerin devletten alacağı hálá ödenmemiştir.
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.t...3&gid=61&sz=51077
saat 14:00 itibariyle memurlara da tatildir. vali beyimiz biraz geç bir açıklama yaptı ama neyse...
memur hala çalışmaktadır. tipi yüzünden eve nasıl döneceklerini düşünürken bir yandan da işlerini yapmaya çalışmaktadırlar. olası bir "hadi evinize" sözü beklenmektedir.
(bkz: bizim başımız kel mi)
(bkz: bizim başımız kel mi)
şubat'ın 7'sinde milliyet gazetesinde yer alan haber...
--spoiler--
Mavi Hat operasyonuna konu olan BOTAŞ'ta, ibrahim Selçuk önderliğindeki ihale çetesi ile çalışan BOTAŞ yöneticilerine "kadın sağlandığı" belirlendi. Kadın sağlanan ve gazinoya götürülen bürokratlardan birinin, dini inancı nedeniyle içki içmediği, meyve suyu içtiği telefon kayıtlarında yer aldı.
--spoiler--
http://www.milliyet.com.t...ontur16.asp?prm=0,7579987
--spoiler--
Mavi Hat operasyonuna konu olan BOTAŞ'ta, ibrahim Selçuk önderliğindeki ihale çetesi ile çalışan BOTAŞ yöneticilerine "kadın sağlandığı" belirlendi. Kadın sağlanan ve gazinoya götürülen bürokratlardan birinin, dini inancı nedeniyle içki içmediği, meyve suyu içtiği telefon kayıtlarında yer aldı.
--spoiler--
http://www.milliyet.com.t...ontur16.asp?prm=0,7579987
kişinin hiç bir ilişkisi sevgililer gününe denk gelmediyse yine "ah ulan şansıma sıçam, acaba nasıl geçiyor bugün, acaba bende tadabilecem mi?" diye düşünmesine neden olur...
his dedik ama derseniz; tabii ki bir burukluk, bir ezikli ve de alkol halleriyle çerçeve uzar gider...
his dedik ama derseniz; tabii ki bir burukluk, bir ezikli ve de alkol halleriyle çerçeve uzar gider...
+ sevgililer günümüz kutlu olsun hoşcan
- seninde höytcan
- höytcan bu ne?
+ kapanmanı istiyorum hoşcan, önce üniversitelerde sonrada kamu alanlarında serbest olacak nasılsa...
- çok afedersin höythöytcan ama lütfen bi siktirip gider misin?
- seninde höytcan
- höytcan bu ne?
+ kapanmanı istiyorum hoşcan, önce üniversitelerde sonrada kamu alanlarında serbest olacak nasılsa...
- çok afedersin höythöytcan ama lütfen bi siktirip gider misin?
insanı güldüren hatta biraz da düşündüren bişi. olur mu öyle şey?
(bkz: allahım kör oldum)
(bkz: allahım sana geliyorum)
(bkz: allahım nerde o günler)
(bkz: allahım kör oldum)
(bkz: allahım sana geliyorum)
(bkz: allahım nerde o günler)
eve gidip uyulası gündür... *
mehtep Kandemir'in kitabı olup, şöyle arka kapaktanda koyabiliriz...
kitap hakkında:
"seksten önce iki kelime, bir sözcük etmek lazım. burayı iş bilmişiz işte. gelen insanları iyi karşılıyoruz. sabununu, kolonyasını veriyoruz. "hoşgeldin, kendine iyi bak, güle güle git, allah seni korusun" diyoruz. bunları karıları bile demiyor. yani nasıl üşüyorsun, sıcak bir sobanın yanına yanaşıyorsun, ısınıyorsun, işte öyle bir sıcaklık lazım insana. bizim insanlarımız laftan anlayabilen kişiler. devamlı gelenler var. patrondan, bu hayattan eziyet çektiğimizi biliyorlar. çoğu da devlete isyan ediyor. bana soruyorlar "n'oldu mehtap, daha emekli olmadın mı?", "devlet hakkımı vermedi ki!" diyorum."
mehtap kandemir, türkiye'de hayat kadınlarının emeklilik hakkını ilk olarak gündeme getirmiş bu nedenle de çeşitli baskılar görmüş, halen bilfiil genelevde çalışan bir hayat kadını. ayrıca öküz dergisi'nin de en özel yazarlarından. bu kitapta mehtap kandemir'in üç yıldır bağıra çağıra anlattığı genelev ve hayat kadınlığı gerçeğini bulacaksınız."
kitap hakkında:
"seksten önce iki kelime, bir sözcük etmek lazım. burayı iş bilmişiz işte. gelen insanları iyi karşılıyoruz. sabununu, kolonyasını veriyoruz. "hoşgeldin, kendine iyi bak, güle güle git, allah seni korusun" diyoruz. bunları karıları bile demiyor. yani nasıl üşüyorsun, sıcak bir sobanın yanına yanaşıyorsun, ısınıyorsun, işte öyle bir sıcaklık lazım insana. bizim insanlarımız laftan anlayabilen kişiler. devamlı gelenler var. patrondan, bu hayattan eziyet çektiğimizi biliyorlar. çoğu da devlete isyan ediyor. bana soruyorlar "n'oldu mehtap, daha emekli olmadın mı?", "devlet hakkımı vermedi ki!" diyorum."
mehtap kandemir, türkiye'de hayat kadınlarının emeklilik hakkını ilk olarak gündeme getirmiş bu nedenle de çeşitli baskılar görmüş, halen bilfiil genelevde çalışan bir hayat kadını. ayrıca öküz dergisi'nin de en özel yazarlarından. bu kitapta mehtap kandemir'in üç yıldır bağıra çağıra anlattığı genelev ve hayat kadınlığı gerçeğini bulacaksınız."
Türkiye'nin emeklilik hakkını elde etmiş ilk genelev kadını. komple muamele adlı birde kitabı vardır...